14 Aralık 2017 Perşembe

63 yaşında 500 eseri ile ressamlara meydan okuyor

Antalya’nın Aksu ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki Emekli Anaokulu Öğretmeni Çiğdem Altınöz, İstanbul Kız Teknik Lisesi’nde ablası ile ressamlık okumak istemesine rağmen öğretmenleri tarafından gizlice dilekçesi yırtılarak anaokulu öğretmenliği okutuldu. Aradan geçen onca yıla rağmen pes etmeyen Altınöz, kare kalem çalışması yaparak oluşturduğu 500’e yakın eserini evinin çeşitli yerlerinde sergileyerek adeta ressamlara meydan okuyor.
İstanbul’dan 3 yıl önce Aksu’nun Soğucaksu Mahallesi’ne taşınan 63 yaşındaki Emekli Anaokulu Öğretmeni Çiğdem Altınöz, kare kalem çalışması yaparak oluşturduğu 500’e yakın eserini evinin çeşitli yerlerinde sergiliyor. Bir yandan yanında bulunan 82 yaşındaki annesi Güler Altınöz ve Down sendromlu kızına bakan Altınöz, günde 8 saatini vererek Osmanlı ve Türk tarihinde yer etmiş kahramanların kara kalem çalışmalarını yaparak tablolar oluşturuyor. Altınöz, tablolarını sergilemek için Kültür Bakanlığı Sergi Numunesi başvurduğunu ve şuana kadar bir sonuç alamadığını kaydetti. Gerçek hayalinin kendisinden 22 ay büyük ablası ile ressam olmak olduğunu fakat İstanbul Kız Teknik Lisesi’nde bölüm seçerken Güzel Sanatlar bölümü başvuru dilekçesinin kendisinden habersiz öğretmenleri tarafından yırtılarak öğretmenlik okuduğunu kaydeden Altınöz, ressamlığın kendisinde bir ukde bıraktığını kaydetti.
“Gençlere bir tarih hediyesi bırakmak istiyorum”
Hayallerinin peşinden kendi çabaları ile pes etmeden imkanları doğrultusunda devam ettiğini kaydeden Altınöz, “İstanbul’da hayat şartları zorlaşınca Antalya’ya taşındım. Emekli olduğum için imkanlarım çok kısıtlı. Kendi imkanlarım ile sergi açamadım. Eşe dosta göstermek için evimi sergi haline getirdim. Bugün imkan verilirse sergimi açmak çok isterim. Her ressamın hayalinde bir sergisi olmak vardır. Daha çok kişiye ulaşmak istiyorum. Bugün resimlere baktığımız zaman Osmanlı padişahlarımızı görüyoruz. Eğer ressamlar bugün onların kare kalem çalışmalarını yapmasalardı biz onların kim olduğunu bilemiyor olacaktık. En azından ben böyle bir şey yaparak, gençlere bir tarih hediyesi bırakmak istiyorum” dedi.

“Diriliş Ertuğrul dizisinin kahramanlarını öne alarak çalışmaya başladım”
Eserlerinde daha çok portre üzerinde çalıştığını kaydeden Altınöz, “Diriliş Ertuğrul dizisinin kahramanlarını öne alarak çalışmaya başladım. Dünyada yaşanan gelişmeler beni çok etkiliyor. Savaştan kaçan çocukların da yüz ifadelerini çizerek onların da sesi olmaya çalışıyorum. Genelde insanların ruh hallerini yansıtmaya çalışıyorum. En az 8 saat resimlerimin üzerinde çalışıyorum. Bunun yanında 82 yaşındaki babamın bana emaneti olan anneme ve Down sendromlu kızıma bakıyorum. Bir tane de oğlum var o da İstanbul Üniversitesinde okuyor” dedi.
 “Ressamlık okumak istedim öğretmenlik bölümü okuttular”

İlginç ressamlık hikayesini de anlatan Altınöz şöyle konuştu: “Bu sanatın gençler tarafında sevilmesini istiyorum. Belediyeler gençlere yönelik kurs merkezlerinde bana imkan sunarlarsa bende değerlendiririm. Ayrıca çok mutlu olurum. Öğrenmek isteyene öğretmekten keyif alırım. Ben hala öğreniyorum. Şuan Osmanlıca üzerinde çalışarak, onu öğrenmeye çalışıyorum. Benim okuduğum okula bizim zamanımızda İstanbul Kız Enstitüsü deniliyordu. Şuanda Kız Teknik Meslek Lisesi olarak biliniyor. Ben ve ablam lise birinci sınıftan sonra ressamlık bölümünde okumak için bu bölüme dilekçe verdik. Okul açıldı baktım ki ablam resim bölümünde ben ise Çocuk Gelişim bölümüne kayıt etmişler. Bende müdüre giderek durumu sordum. Müdür bana, ‘Biz senin babam ile görüşerek senin dilekçeni yırttık. Bir tane aileye 2 tane ressam çok. Baban da öğretmenlik okumanı onayladı’ dedi. Bende Anaokulu Öğretmeni olarak mezun oldum ve emekli oldum” açıklamasını yaptı.

27 Kasım 2017 Pazartesi

Antalya'da yürek burkan yaşam

Antalya'nın Aksu İlçesinde yatağa bağımlı eşine ve 2,5 yaşındaki çocuğuna bakmak için evinde bulunan bardak altlarını dahi satan 45 yaşındaki Şirin Çığal, ulaşacak bir yardım eli bekliyor. Komşularının verdiği bir tabak çorba ile ayakta kalan ailenin yaşamı, adeta yürek burkuyor.

Şirin Çığal ve Ümit Çığal’ın hayatı 11 yıl önce kesişti. Gürcistan’dan çalışmak üzere Antalya’ya gelen 45 yaşındaki Şirin Çığal, Antalya’da inşaatlarda boya ustalığı yapan aynı yaştaki Ümit Çığal ile tanıştı. Bir süre birbirlerini tanıyan ikili evlenme kararı aldı. 11 yıl önce evlenen ikilinin Umut, isminde bir çocukları dünyaya geldi. İkilinin hayatı istedikleri gibi gitmedi. 4 yıl önce Ümit Çığal’da beyin tümörü teşhisi konuldu. Aynı yıl ise kalbinin iyi çalışmaması sonucunda kalbine cihaz takıldı. 3 yıldır yatağa bağlı olarak yaşayan Ümit Çığal’a eşi bakıyor. Bir yandan eşi için mücadele eden Şirin Çığal, bir yandan da 2,5 yaşındaki Umut’u için gecesine gündüzüne katıyor. 300 liralık ev kirasını ödemekte zorlanan Şirin Çığal, hergün dışarı atılmanın korkusu ile yaşıyor. Gözü yaşlı anne Çığal, 2,5 yaşındaki çocuğuna ve eşine bakmak için evde bulunan bardak altlarını dahi sattığını söyledi.

45 yaşındaki Şirin Çığal, yatağa bağlı eşine bakmak için yaşam mücadelesi veriyor.
“Bardakaltlarına kadar ne varsa hepsini verdim”
Eşine ve çocuğuna bakmak için seralara gündeliğe gitmeyi bırakan Şirin Çığal, komşuların yaptığı erzak yardımları ile ayakta kalmaya çalışıyor. Kış aylarının gelmesi ile evde sobasına atacak odunu, evinin içerisine serecek eşyası olmayan Çığal, yetkililerden yardım talep etti. Çığal ailesine son olarak Aksu Belediyesi ekipleri odun yardımında bulunarak, 2,5 yaşındaki Umut’un ısınmasına ortak oldu. Çok zor günler yaşadığını kaydeden 45 yaşındaki anne Şirin Çığal, “Bize kim yardım ediyorsa Allah razı olsun. Eşim 4 yıldır yatağa bağımlı yaşıyor. Eşime bakmak için elimde ne varsa sattım. Hiçbir şeyim kalmadı. Bardakaltlarına kadar ne varsa hepsini verdim. Bir yerden gelirim yok. 2,5 yaşındaki çocuğuma hergün nerede ise makarna yediriyorum. Kendim için bir şeyler istemiyorum. Çocuğum için bir şeyler istiyorum” dedi.

2,5 yaşındaki Umut, akşam ısınmak için yardım olarak gelen odunları kendisi taşıdı.
“Başka da imkanımız kalmadı”
Eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını almakta çok zorlandığını kaydeden Şirin Çığal, “Eşimin beyninde tümör, kalbinde cihaz var. Daha önceleri inşaatta çalıştığı için paraya ihtiyacımız yoktu. Ama şimdi çalışamıyor. Yatağa bağlı olarak yaşıyor. Eşimin bez parasını ve çocuğumun giderlerini bulmakta çok zorlanıyorum. İhtiyaçları karşılamak için evde ne varsa sattım. Evimde satmadığım bir şey kalmadı. Komşularımdan hergün bir tabak çorba bekliyorum. Allah razı olsun çevremizde bulunan komşularımız akşamları bir tabak çorba veriyor. Onunla karnımızı doyuruyoruz. Başka da imkanımız kalmadı. İşe gidip çalışmak istiyorum ama eşim yatağa bağlı olduğu için çocuğum küçük olduğu için gidemiyorum. Korkuyorum Umut’um hastalanacak diye korkuyorum” dedi.